TOP NEWS

Temmuz 05, 2013

Şehir Hikayeleri


                                                   ŞEHİR EFSANELERİ

Vakti zamanında küçük sevimli bir şehir varmış.Bu şehirde bir nehir varmış.Bu nehirin adı doğrucu nehirmiş.Bu nehire gün doğmadan girip yıkanan insanların nehirden çıktıktan sonra bir daha asla yalan söylemediğine inanılırmış.
Şehirdeki neredeyse tüm insanlar,bu nehire girmiş.Artık tüm şehir insanlarına dürüst ve doğrucu olarak bakılıyormuş.Kimse kimsenin yalan söylemediğine eminmiş.Herkes rahatça birbirinden alışveriş yapıyor, borç alıp veriyormuş.
Bu şehir bir sene  son 100 yılın en sıcak yaz mevsimi yaşanmış.Güneş öyle korkutucu ve kavurucuymuş ki Nehir suyunu bile kurutmuş.Nehrin suyunun kuruduğunu gören insanlar, bir şüpheye düşmüş.Bu şehire yeni gelen insanlar, komşu şehirlerden alışverişe gelen insanlar huzursuz olmuş.Hayat normal akışına devam ediyormuş ama güven azalmış, herkesin aklında bir şüphe kalmış.
Bir gün bu şehirde yaşayan bölgenin en zengin Karadenizli tüccarının aklına bir fikir gelmiş.Geceyarısı dükkanının önüne kocaman bir tanker koydurmuş.Bu tankerin içini suyla doldurmuş.Sabah olduğu zaman herkes merakla bu dükkanın önüne gelmiş.Ne olduğuna anlam verememişler.Karadenizli tüccar çıkmış, Karadeniz aksanıyla "haçan bu suyu, nehir suyu kurumadan dolduridum, madem benumle aluşveruş yapmak isteysun, önce bu suya giresun" demiş.Halk önce gülmüş, sonra mantıklı bulmuş, sonuçta bu tüccar haklı olabilirmiş ve şehirde başka nehir suyu olan kimse yokmuş.Herkes bu sudan birer bardak da olsa satın almış..Herkes bu sudan şehre yeni gelen insanlara, yeni müşterilere içirmiş, yıkamış.
Şehre yeniden dürüstlük gelmiş,doğruluk gelmiş.Şehre isim verilme zamanı geldiğinde, bu şehre yeniden dürüstlük getiren tüccarın sözlerinden esinlenilmiş.Madem benumle aluşveruş yapmak isiysun, önce bu suya GİRESUN.

1 yorum: