Ekim 29, 2013

İYİSİ Mİ SEN DOĞAÇLAMA ( @isimdusunuyorum & @cafadam )

                                              
      Günlerden ne gündü hatırlamıyorum ama sonbaharda olduğumuza eminim çünkü yerdeki yaprakları tekmeliyordum.Yerdeki yaprakları daha rahat tekmeyelebilmek için o gün dışarı paletlerimle çıkmıştım.Çünkü ayakkabıyla yaprak tekmelemek çok saçma olurdu.O paletleri bana doğum günümde sen almıştın sen işte bu kadar geri zekalısın insan doğum gününde palet mi hediye eder be arkadaş.Ayağımdaki paletler hediye olmasa bir dakika düşünmez inşaata gider satardım ama hediye olduğu için satamıyordum. Neyse yürümeye başladım nereye niye yürüdüğümü bilmiyordum ama sanırım senden kaçıyordum bence diğer insanların dünyaya gelme amacı senden kaçmak çünkü. Hızla uzaklaştım, çok fazla yürümüş olacağım ki nerede olduğumu kestiremiyordum. Etrafımda sık çalılar ve büyük ormanlık ağaçlar vardı. Aslında kendime dokundum hala sıcaktım çok fazla uzaklaşmış olamazdım ama bu çalılar ve ormanlık alan bana çok yabancı geliyordu. Evet doğru tahmindi, sanırım bilinçaltım getirmişti. Burası benim daha bebekken kundaklandığım ama sonra tazzikli suyla söndürüldüğüm yerdi.İşte tam burada küllerimden doğmuştum ben mangal mıydım acaba ben etrafta piknik alanı gibi ha mangal mıyım lan ben yoksa? İçimdeki  mangal mıyım sorusu beni yakıyor, yüreğimi kor ateşe çeviriyordu. Bütün bu belirtiler mangal olduğumu kanıtlar cinstendi.Ama gene de emin olamadım belki de nargile közüydüm kafamdaki bu soruların cevabını bulmak için ormanın derinliklerine daldım.
       Ormanda beni  mirketler karşıladı, sanırım bu ormanda hiç bakkal yoktu ormanın her tarafını mirketler sarmıştı. Süpermirketler. O an bi mirketle göz göze geldim diğer mirketle kol kola geldim bi başkasıyla el ele tutuşmuşum mirketler tarafından sarılmıştım resmen. Ve mirketlerle birlikte halaya başladık, halayı bitirip amcaya geçicektik ama benim gitmem lazım diyip ayrıldım.Çözmem gereken şeyler vardı aklım amcada kalmış olmasına rağmen ilerlemeye devam ettim sonra döndüm tekrar amcaya yöneldim sonra kıbleye yöneldim iki rekat namaz kıldım. Namazdan sonra tekrar amcaya yöneldim.Tam ona aklımdaki soruyu soracaktım ki birden arkasında iki katı bir adam belirdi.Sanırım bu babaydı.Babayı aldım evet yanlış okumadınız babayı aldım ve yoluma devam ettim yalnız başına çekilcek bi yol değildi çünkü bu.Eve gidiş yolunu birlikte aramaya başladık.Karşımıza çıkan ana konda yanımdaki babayı tavlamış ve onunla kalmaya ikna etmişti.Yine yalnızdım yalnızlıkla başa çıkamıyordum hazır ormandayken iyi çocuk olursam belki şirinleri görürüm bi hallerini hatırlarını sorarım dedim. Komunizmin iyice çökmesinden sonra şirinler evsiz kalmış şirin baba karı satmaya başlamış ve tek sermayesi de şirine olmuştu.Duruma Üzüldüm. Duruma üzülmüş olmama rağmen bi posta da şirineye ben kaydım ve bir sepet dağ çileği ile ödememi şirin babaya yaptım ve oradan ayrıldım. Abdestsiz dolaşmamın başıma belalar açacağından habersiz devam ettiğim yolumda etrafımı böcekler sarmıştı.Birileri konuşmalarımı dinliyordu. Etrafımı saran böceklerden kurtulmak için adımlarımı hızlandırdım bu sefer de hatıralar sardı dört bir yanımı. Hatıralarımın beni takip etmeyi bırakması için block unblock yaptım.Birden karşıma Tsubasa ve Misaki çıktı. Allah'ım ne saçma ormandı bu. Tsubasaya ara pası attım ve Misakiye dönüp misaki milli sınırlarımız ne zaman çizildi dedim.Cevap vermedi. Nerden geliyorsunuz dedim kerhaneden dedi tsubasa, misaki milli oldu dedi. Misaki milliyi duyunca gözüm Çerkez Ethemi aradı. Gözüm çerkez ethemi aradı ama ethem gözümü meşgule aldı sonra gözüme ödemeli attı ama ameliyatlı yerime geldi.Ameliyatlı yerime geldi biz kaçalım dedim, sabahtan beri ameliyatlı Yerimeyi bekliyordum çünkü, asıl adı Kerimeydi ama kimlikte Yerime yazıyordu.Yerime oturmuşsun kalk dedim kalk gidiyoruz dedim nereye dedi kafamdaki sorulara cevap bulmaya dedim. Yerime bu böyle olmaz bu şekilde bulamayız dedi, yardım isteyelim deyip Rasim Ozan Kütahyalıyı çağırdı. Soruların cevapları bu adamdaydı.Rasim ozan kütahyalı dedi rasim ozanın nereli olduğundan bana ne yerime dedim ve onu oracıkta tekmeleyip yalnız yürümeye devam ettim. Ordan gidiyor olmama rağmen sinirim geçmemişti ve Yerime tekmelemesi için 2 maymun tuttum. Abi tutarsan nasıl tekmelicez bıraksana dediler.Vallahi bırakmam bi çayımı için dedim maymunlara ve ilerde evrile evrile benim gibi olcaksınız hiç evrilmeyin maymunluğunuzu bilin dedim.Çayın yanında tam tahıllı ekmek yiyorduk ki kapı çaldı, içeriye evril leviyn  girdi ve benden mi bahsediyorsunuz bakayim :))) dedi.Hah evril gel otur sana soracaklarım var dedim buyur abi dedi abi deme lazım olur dedim anlamadım dedi anlatırlar yavrum dedim çirkinleştim. Asi rockçı kız Evril ile henüz evrilmemiş maymunları bir odada bırakıp dünyaya aids virüsü Yaymaya karar vermiştim ki Arı maya yapma dedi.Göle arı maya çalıyordu göl hiç maya tutar mı dedim siktir git lan dedi haklıydı gitmeliydim daha fazla zaman kaybedemezdim. Yeterince zaman kaybetmiştim ve sonrasında hiçbirini bulamamıştım.Artık iş gereğinden fazla saçma ve içinden çıkılmaz bir hal almıştı. Koşmaya başladım ne olduğumu bulmam lazımdı bu ormanın sonunda olmalıydı cevap koşturup durdum hem koşup hem nasıl duruyordum acaba. Koşarken düşeyazdım ve yazdığım kağıdı bir ağacın dalına taktım. Ve o an karşıma tüm bu olaylara neden olan benim sabah kaçtığım kişi çıktı.Karşıma çıkan kişi yine bendim anladım ki kendimden kaçıyordum bunca zaman kendimi bi kenara bırakıp koşmaya devam ettim ve sona ulaştım. Kendimi bir kenara bırakıp yeni benliğimi ararken bir bar taburesi üstüne oturdum. Arif'in Manchestıra gol attığı yaştaydım.Yaşa oturmayim hasta olurum dedim ve ormanın sonuna devam ettim sonunda koca bi boşluk vardı anladım ki ben bir hiçtim.


                                                                                                                               SON

                                                                                                                            29.10.2013
                                                                                           
                                                                                                     

1 yorum: