İÇ DÜNYAM BİRAZ KARIŞIK
BEN HAYATIMDA BU KADAR SAÇMA İLK BLOG YAZISI GÖRMEDİM
Bu süper mario dediğiniz karakter muslukçu değil mi ? Prensesi kurtarmak için ordan oraya zıpladı, kafayla vurdu, altın almaya çalıştı, borulara girdi çıktı, bir kere bile çatalı görünmedi. Şimdi ya sen oyun oynarken adamın götüne mi bakıyorsun Umurhan? diyenleriniz olacaktır elbet lakin bir oyunun güzelliği gerçekçiliğe yakınlığı ile doğru orantılıdır.
Çocukluğumda ilgiyle takip ettiğim bütün çizgi filmlerde, bütün oyunlarda bir falso var.Ama o zamanlar idrar yollarım idrak yollarımdan baskın, yiyip içip işeyen bir çocuk olduğumda mütevellit çok fazla kafa yormamışım bu olaya.Ama şimdi gecenin bir yarısı durup düşününce aslında ne kadar büyük bir tezgahın içindeymişiz anlıyorum.
Pokemon'u ele alalım.Pokemon en sevdiğim çizgi filmlerdendi. Atv'de akşamüstü olunca pokemonun başlamasını beklerdim.Bitene kadar da gözümü kırpmadan izlerdim. Pikachu'yu ele alalım.Ya sen Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş den daha fazla elektrik yayma gücüne sahipsin, üstelik tek seferde.Ama seni yaratan başka yetenek vermemiş mi sana? Suya girdiğin zaman nasıl çarpılmıyorsun ? Seni izleye çocuklar, pikachuya bişey olmuyor diyerek elektrik kablolarını ıslatıp sonra da dillerine değdirebilirlerdi, çıplak bir şekilde.Bunu neden yaparlardı bilmiyorum ama her ihtimali göz önünde bulundurmak lazım.
Ash'in yanında yaklaşık 8 sene kaldın.Hiçbir gelişim gösteremedin? Bize senin rai-chu olacağın bilgisi gelmişti, hala gelişemediğine göre gelişim bozukluğu var sende. Sen Messi misin ? Niye gelişim bozukluğun var ? İlla gelişmen için seni Barcelonaya mı verelim. Ash'in yerinde olsam çoktan bıçaklayıp çöpe atmıştım seni. Vücutsal gelişimini geçtim kültürel bazda da gelişim yok.8 senede pika pika 'dan ileri gidemedin Türkiyeye gelen yabancı futbolcular gibi dil öğrenmemek için neden gayret sarfediyorsun ? Pokemon'un 2. sezonunda Ash turnuvalara katılmak için gereken parayı bulamadı, tefecilerden borç aldı, ödeyemeyince tefeciler gelip pikachuyu elinden alıp, kaçak elektrik kullandılar.Ama bu bölüm Türkiyede ahlaka mugayir olduğundan gösterime girmedi.
Gelelim Denizkızı filmlerine. Küçüklüğümde merak ettiğim en baba konularda biri de deniz kızlarının varoluşuydu.Aslında biraz üfürdüm, varoluşçuluğu sorgulamak için fazla küçüktüm, bana gereken nerden işeyip, nerden sıçtıklarına dair bilgiydi. Onu da hayatım boyunca öğrenemedim, şimdi sorsanız yine bilmem.Deniz kızları tam bir muamma...
Biraz da tsubasaya değinirsem bu geceyi tamamlarım diye düşünüyorum.Tusubasanın senaristleri ve çizerleri koca bir kuşakla taşak geçtiler ama kimse farkına varamadı.Alarm kurar uyanırdım ben tsubasayı izlemek için.Sabahleyin erkenden tv karşısına geçerdim. Bütün bölümler, turnuvaya katılma ve maç yapma şeklinde geçerdi. Ama maç asla bitmezdi. Küçükken hayalgücümün de biraz etkisiyle Japonyadaki futbol sahalarını kıta büyüklüğünde sanırdım. Defanstan topu kapan bir adamın topu forvete taşıması 6 bölüm alırdı zira.Nihayet Tusubasa topla buluşurdu ve DAN, bölüm sonu.Ertesi günü beklerdik tusubasanın göğüs kontrolü yapıp topa vurmasını, ertesi gün olurdu o da ne, defans gelir ve topu uzaklaştırırdı.Hadii,Bekle bakalım 3 bölüm daha.Japonların bir kıza yürüme hızı, animelerle doğru orantılıysa hiçbir japon doğru düzgün sevişemiyordur. Üzücü...
Arkadaşlar bu anlattıklarımdan çıkarmanız gereken ders çizgi filmler,oyunlar kötüdür değil.Çocuk da olsalar onlar da insan.Kimseyle bu kadar dalga geçip, hayalgücüyle taşak yapamazsınız.Lütfen yeni yazacağınız çizgi film senaryolarında oyunlarda biraz daha gerçeğe uygun ve alışılagelmiş konulardan bahseder ve uygularsannnız sevinirim.Yeni yazımda Pepee ile Caillou'dan bahsedebilirim.Bahsetmeyebilirim de.Ben yatıyorum.İyi geceler.
04.05.2013
Maltepe 04:53
0 yorum: